TÜRKİYEDE RAYLI SİSTEMLER DÜNÜ, BUGÜNÜ VE YARINI
Dr.İlhami Pektaş/ARUS Koordinatörü
Raylı Ulaşım Sistemlerinin Dünü ve Bugünü ve yarını
Türkiye’nin demiryolu ile tanışması çok da yeni değil... 1856’da başlanan İzmir-Aydın arası demiryolu inşaatı Anadolu coğrafyasını çok yönlü etkileyen sürecin ilk adımı oldu. II. Abdülhamit'in (1876-1909) Hicaz Demiryolu Projesi ile bütün bir Osmanlı coğrafyası raylı taşımacılıkla tanıştı. Osmanlı imparatorluğunun son dönemlerinde demiryolu, Anadolunun en önemli ulaşım sistemini oluşturmaktaydı. Bu dönemde demiryoluna bağlı ulaşım politikası doğrultusunda karayolu yapımı genellikle demiryolunu tamamlayan bir unsur olarak görülmüş ve yatırım imkanları demiryollarına aktarılmıştı. Demiryollarına en çok yatırım Abdülhamit ve Cumhuriyetin ilk yıllarında Atatürk zamanında yapıldı.
Bu dönemde yolcu taşımacılığı % 42, yük taşımacılığı % 68 idi.
Ancak 1950 yılından sonra, Demiryollarına verilen önem giderek azaldı, Marshall yardımlarıyla karayolu teşvik edilerek karayolu yapımına hız verildi. Bu dönemde uygulanan karayolu ağırlıklı ulaşım politikaları sonucunda, karayolları, ulaşım sistemleri arasında ilk sırayı aldı. Karayolu ulaşımının ön plana çıkmasıyla sonraki yıllarda motorlu araç sayısı hızla artarak enerjide ve yedek parçada tamamen dışa bağımlı bir otomotiv sanayi kurulmuş oldu.
2014 yılında yolcu taşımacılığı % 2, yük taşımacılığı % 5’ e düştü.
1950 yılından 2003 yılına kadar ihmal edilen Demiryolu ve Şehir içi raylı ulaşım sistemlerinde umutların tükendiği sanılan bir dönemde 2003 yılı demiryolları için bir milat oldu. Son 15 yıl içinde, yeni hükümet ve devlet politikasıyla birlikte, demiryollarında dev projeler hayata geçirilerek büyük yatırımlar yapılmaya başladı. Halen Türkiye’nin toplam 12.466 kilometre demiryolu ağı bulunuyor. Son yıllarda artan yüksek hızlı demiryolu hatlarımızla dünyada 8’inci konuma geldik.
Toplam kamu harcamaları içinde Ulaştırma Bakanlığı yatırım payı;
• 2003 yılında % 17 iken
• 2013 yılında % 45’ e çıktı.
Günümüzde 2023 yılı hedefleri doğrultusunda,
10 bin km'lik yüksek hızlı tren, 4000 km yeni konvensiyonel tren hattı, elektrifikasyon ve sinyalizasyon çalışmaları büyük bir hızla devam etmektedir.
2023 yılında hızlı tren hatları ile birlikte toplam 26.000 km, 2035 yılında ise toplam 30.000 km. demiryolu hedeflerine ulaşılması amaçlanmıştır.
Demiryollarında yürütülen yenileme ve sinyalizasyon çalışmaları yanı sıra Ulaştırma Bakanlığı ve TCDD bünyesinde açılan ve hali hazırda yapımı devam eden lojistik merkez yatırımları,
Bakü-Kars-Tiflis demiryolu projesi, Viking Projesi, İpek Rüzgarı Blok Tren Projesi,
Marmaray Projesi, Dünyanın ilk demiryoluna sahip III.cü Boğaz köprüsü, Yavuz Sultan Selim
BALO projesi, Avrasya Tüneli, Türkiye-Rusya Tren Feri Hattı,
Liman Bağlantılı Demiryolu Taşımalarının Artırılması, Pakistan-İran-Türkiye Demiryolu Hattı vb. gibi sayısını artırabileceğimiz diğer projeler ile Türkiye’de demiryolu taşımacılığının toplam taşımadaki payını artıracak çalışmalar bütün hızıyla devam etmektedir.
Son yıllarda yapılan yaklaşık 30 milyar TL civarındaki yatırımlarla demiryolu sektörü, gerek özel sektör gerekse yabancı firmaların ilgisini çekmiş, demiryollarının yeniden yapılanmasına gereksinme duyulmuştur. Bu amaçla TCDD’nin serbestleştirilmesini öngören kanun 24 Nisan 2013 tarihinde meclisten geçmiş, böylece TCDD'nin yeniden yapılanmasının ve sektörde büyük değişikliklerin önü açılmıştır.
Demiryollarında serbestleşme olarak nitelendirebileceğimiz bu süreç, Türkiye’nin 2023 ve 2035 hedefleri için çok stratejik önem taşımaktadır; rekabet, demiryollarının daha da gelişmesini sağlayacaktır.
Tüm bu hedefler ve planlar doğrultusunda 2023 yılında demiryolu taşımacılık payının; yolcuda yüzde 10 ve yükte ise yüzde 15’ e çıkarılmasının hedeflendiği Türkiye’de,
2035 yılında bu oranların yolcu taşımacılığında yüzde 15, yük taşımacılığında ise yüzde 20’ye çıkarılması planlanıyor.
Ayrıca demiryolu ağının diğer toplu ulaşım sistemleri, lojistik merkezleri ile entegrasyonunu sağlayacak şekilde akıllı ulaşım altyapıları ve çözüm sistemleri ile donatılması hedeflenmiş ve Akıllı ulaşım sistemlerine büyük önem verilmiştir.
2023 yılına kadar 50 milyar USD yatırım yapılması bekleniyor.
HIZLI TREN HATLARI
Ankara-Eskişehir, Ankara-Konya, Eskişehir-Karaman ve Ankara-İstanbul yüksek hızlı tren hatlarından sonra;
Ankara – İzmir, Ankara – Sivas, Ankara - Bursa
YHT hatları tamamlanarak ülke nüfusunun % 46’ sına karşılık gelen 15 ilimiz yakın zamanda YHT ile birbirine bağlanacaktır.
Demiryollarındaki tüm bu gelişmelere ek olarak, büyükşehir belediyelerinin de 1990’lı yıllardan başlayarak şehir içi raylı sistem yolcu taşımacılığına yönelmesi sonucunda,
ülkemizde demiryolu sektöründe kamu ve özel sektör yatırımları çok hızlı bir artış kaydetmiştir.
Özellikle İstanbul’da 2004 öncesinde yaklaşık 45 km olan şehir içi raylı sistem ağı,
2017 yılına kadar 150 km’ ye,
2019 yılına kadar 441 km’ye ulaşarak sistemin ana omurgasını teşkil edecektir.
Bu güne kadar inşası tamamlanan Marmaray projesi, Avrasya boğaz tüp tüneli, III.cü boğaz köprüsü ve halen inşası devam eden yeni metro projeleri ile birlikte 2023 yılında tamamlanması hedeflenen şehir içi raylı sistem hat uzunluğu 740 km. nin üzerine çıkacaktır. Diğer illerimizde yapılan ve yapılacak şehir-içi raylı sistemlerle birlikte tüm Türkiye'de Şehir-içi Raylı sistemler toplam hat uzunluğunun 2023 yılına kadar 1100 km'ye çıkması planlanmaktadır. Dolayısı ile Şehirler arası ve Şehir içi Raylı Ulaşım Sistemlerinin toplam uzunluğu 2023 yılında 27.000 km.yi geçecektir.
Büyük yatırımların yapıldığı ülkemizde,
YERLİ VE MİLLİ SANAYİMİZİ KURMAMIZ GEREKİYOR.
NEDEN MİLLİ OLMALIYIZ ?
• 2023 Yılı 500 Milyar USD İhracat Hedeflerine Ulaşmak,
• Dış Ticaret Açığını Kapatmak, İstihdam yaratmak, işsizliği önlemek,
• Yurt dışına giden dövizi ülkemizde tutarak Kalkınmaya destek vermek için,
YERLİ ve MİLLİ ÜRETİM’e mutlaka geçmek zorundayız.
Ülkemizde 1990 yılından buyana 12 ülkeden satın alınan 14 adet farklı marka Siemens, Alstom, Bombardier, Hyundai Rotem, ABB, CAF, Ansaldo Breda, Skoda, CSR, CNR, Mitsubishi, Rotterdam SG2, MAN Düewag, V.Gotha gibi toplam değeri 7.5 milyar € olan 2566 adet araç satın alınmıştır.
2660 adet raylı ulaşım araçları şu anda Ankara, İstanbul, İzmir, Bursa, Eskişehir, Kayseri, Konya, Adana, Samsun, Gaziantep, ve Antalya şehirlerimizde hizmet vermektedir.
Farklı markalardan dolayı kaynaklanan döviz kaybı, yedek parça, stok maliyeti, işçilik ekstra giderler ile ülkemiz tam bir yabancı bağımlı hale gelmiş. Bunlar da yaklaşık 7.5 milyar € tutuyor. Toplam 15 milyar €.
İTHAL EDİLEN METRO ARAÇLARI
Mecidiyeköy-Mahmutbey : CNR ( 300 ) Metro aracı (%50 yerli katkı) : 300
Taksim - Osmanbey : H.Rothem ( 68 ) Metro aracı (% 40 yerli ) : 68
Üsküdar - Ümraniye : Mitsubishi ve CAF Metro aracı(%15 yerli katkı) : 126
Kızılay - Çayyolu-Törekent : CSR ( 324 ) Metro (%51) : 324
Kızılay - Batıkent : Bombardier (108 ) : 108
Kirazlı - Başakşehir : Alstom (96) Metro aracı ( % 0 ) : 96
Taksim - Osmanbey : Alstom (32) ve Hyundai Rothem (92 ) : 124
Kadıköy - Kartal : CAF (144) Metro Aracı : 144
Marmaray : Hyundai Rothem ( 440) EMU : 440
Başkentray : Hyundai Rothem ( 96 ) EMU : 96
Ali Ağa - Menderes : CAF ( 99 ) ve Hyundai Rothem (120) EMU : 219
Adana : Hyundai Rothem ( 36 ) Metro aracı : 36
İzmir : ABB ( 45 ), CSR ( 32 ), CNR ( 85 ) Metro : 162
Bursa : Siemens ( 48 ), Bombardier ( 30 ) : 78
Eskişehir : Bombardier ( 33 ) Tramvay : 33
Kayseri : Ansaldo Breda ( 38 ) Tramvay : 38
Konya : Skoda ( 60 ) ve Düevag ( 60 ) Tramvay : 120
Samsun : Ansaldo Breda ( 16 ) Tramvay : 16
Antalya : CAF ( 14 ) Tramvay : 14
Gaziantep : Alstom ( 28 ) Tramvay : 28
TOPLAM ARAÇ SAYISI : :2566
NOT : Kırmızı renkliler doğrudan ithal edilen araçlar, Mavi renkliler 2012 dönüm yılından sonra yerli katkı içermeye başlayan araçlardır.
2012 yılı Türkiye için “Yerli ve Milli Üretimde” bir dönüm noktası olmuştur. Bu tarihten sonra Yapılan tüm ihalelerde en az % 51 yerli katkı dönemi ve Raylı Ulaşım Sistemlerinde Milli Markalarımız çıkmaya başladı.
Bilindiği gibi 5 Mart 2012 tarihinde Ankara’da ihalesi yapılan ve CSR Electric Locomotive/Çin firmasının kazandığı 324 metro aracı ihalesinde ARUS’un büyük gayretleri neticesi % 51 yerli katkı şartı ile başlayan ve ülkemizde bir milat olarak kabul edilen bu tarihi karardan günümüze kadar uzanan tüm raylı ulaşım sistemlerinde yapılan ihalelerde yerli katkı seviyesi büyük bir hızla tüm yurt sathına yayılmış ve günümüz itibarıyla % 60 yerli katkıya ulaşmıştır.
“ İş Birliği, Güç Birliği ve Milli Markalar” inancıyla yola çıkan ARUS Kümelenmesi sanayicileri gerçekleştirdikleri birlik ve beraberlik ruhu, takım çalışması sonucu, hedefleri doğrultusunda İstanbul Tramvayı, İpekböceği Tramvayı, Green City LRT, Talas Tramvayı, Panorama tramvayı, Malatya TCV Trambüsü, E1000 Elektrikli Manevra Lokomotifi, Yolcu ve yük taşımacılığında Elektrikli ve Dizel Lokomotif Milli Markalarını birer birer çıkarmaya başlamıştır.
İşte Dönüşüm noktasının başladığı 2012 yılından bu yana üretilen yerli ve milli marka Raylı Ulaşım araçlarımız ;
İstanbul LRT : İstanbul Ulaşım ( Yerlilik % 60 ) İstanbul Marka : 18
Bursa Tramvay : Durmazlar ( Yerlilik % 60 ) İpekböceği : 20
Bursa LRT : Durmazlar ( Yerlilik % 60 ) Green City : 60
Kayseri Tramvay : Bozankaya ( Yerlilik % 50 ) Talas : 30
Kocaeli Tramvay : Durmazlar ( Yerlilik % 60 ) Panorama : 12
Samsun Tramvay : Durmazlar ( Yerlilik % 60 ) Panorama : 8
Malatya Trambüs : Bozankaya ( Yerlilik % 50 ) TCV Marka : 20
İzmir Tramvay : Hyundai EURotem ( Yerlilik % 48 ) Hyundai : 38
Antalya Tramvay : Hyundai EURotem ( Yerlilik % 48 ) Hyundai : 18
TOPLAM : 224 adet araç
Biz, ARUS olarak, bu sorunu çözmek ve 2023 yılına kadar İstanbul, Ankara ve İzmir şehirlerimizin ihtiyacı olan 7000 adet Tramvay, Hafif Raylı Ulaşım Araçları, Metro, 1000 adet Elektrikli ve Dizel Lokomotif ve 80 adet Yüksek Hızlı Treni yerli ve milli üretmek için çalışıyor, mücadele ediyoruz.
ARUS, Yerli Malı Tebliğinin çıkmasında ve Sanayi İşbirliği Programı (SİP) diğer adıyla Offset çerçevesinde yabancı alımlarda yerli katkı şartının artırılması çalıştaylarında aktif rol oynamıştır.
2015 yılında uygulanmaya başlayan Yerli Malı Tebliği, ithal ikamesi ve Sanayi İşbirliği Programı (SİP) resmi gazetede yayınlanmış ve yerli malına verilen önem en üst düzeye çıkmıştır. Yıllardır yapılamayan Yerli Malı ve Sanayi İşbirliği Programı nihayet bir Devlet Politikası haline gelmiştir.
Şimdi gerek Kamu ve gerekse Belediye ihalelerinde yerli katkı şartı uygulanmaya başladı. Dolayısı ile ARUS, 2023 yılına kadar ihale edilecek olan 80 adet hızlı tren ve 7000 adet metro, tramvay ve hafif raylı araç (LRT), 250 adet Elektrikli Lokomotif, 350 Dizel Lokomotif, 500 adet banliyö seti ve binlerce yolcu ve yük vagon ihalelerinde finansal olarak 20 milyar Euro, alt yapı yatırımları ile birlikte yaklaşık 100 milyar Euro’nun ülke ekonomisinde kalmasında ve sanayi çarklarımızın dönmesinde önemli bir katkı sağlayacaktır.
Türk sanayisindeki bu yeni yerli üretim politikaları ile 2023 yılına kadar yapılması planlanan Havacılık ve Savunma, Enerji, Ulaştırma, Haberleşme, Bilgi Teknolojileri ve Sağlık sektöründe toplam 700 milyar Euro’luk ihalelerde en az % 51 yerli katkı şartı getirilmesi ile en az 360 milyar Euro’un ülke sanayimizde kalması planlanmaktadır. Sadece Sanayi İşbirliği Program (SİP) ile cari açık ve işsizlik sorunları çözülecek, istihdam artacak ve ülke sanayimizin çarkları hızla dönmeye başlayacaktır.
PAZAR PAYI
Önümüzdeki dönemde dünyada yaklaşık 1,8 TRİLYON DOLAR’lık bir pazar söz konusudur!..
Ve biz milli projelerimizi gerçekleştirdikçe bu pazardan da payımızı almak için çalışmalarımızı şimdiden başlatmış bulunuyoruz.
SON SÖZ
EN SON YAŞADIĞIMIZ OLAYLAR DA GÖSTERİYOR Kİ , NE AMERİKA, NE AVRUPA NE RUSYA, NE ÇİN.
EĞER KENDİ MİLLİ MARKALARIMIZI KENDİMİZ ÜRETEMEZ, MİLLİ SANAYİMİZİ GELİŞTİREMEZSEK, BU ÜLKELERE BAĞIMLI OLMAKTAN ASLA KURTULAMAYIZ.
ŞİMDİ ELELE VERMENİN, BİRLİK OLMANIN MİLLİ SANAYİ VE MİLLİ MARKALARIMIZI ÜRETMENİN TAM ZAMANI. EĞER BUNU ŞİMDİ , ŞU ANDA YAPAMAZSAK BİR DAHA BU FIRSATI ASLA YAKALAYAMAYIZ.