Samih Yedievli
Dual Use – Otomotivden Raylı Sistemlere: Teknoloji Havuzuyla Stratejik Yakınsama
Türkiye’nin ulaşım teknolojilerinde yeni atılım ekseni
Yeni Bir Ufuk: Raylı Sistemlerde Teknoloji Havuzu Yaklaşımı
Türkiye, sanayi stratejisini artık sektörel kalıplardan çıkarıp “teknoloji havuzu” temelli bir vizyona taşımak zorunda.
Otomotivden savunmaya uzanan çift kullanım (“dual use”) örnekleri, bu yaklaşımın odak alanlarından birinin de raylı sistemler olacağını açıkça gösteriyor.
Gelişmiş otomotiv tedarik sanayimizin yarattığı altyapı, raylı taşıt üretiminde benzersiz bir sıçrama alanı sunuyor.
“Teknolojiyi sektöre göre değil, sektörü teknolojiye göre şekillendirme zamanı.”
Otomotivin Mirası: Kaliteden Küresel Standartlara
Otomotiv, Türkiye’nin endüstriyel dönüşümünde en olgun ekosistemi temsil ediyor.
2023’te 35 milyar dolarlık ihracatla rekor kıran sektör, ülke ihracatının %15,8’ini tek başına oluşturdu.
Bu başarının arkasında; 14 milyar doların üzerindeki tedarik sanayi ihracatı, güçlü kalite kültürü, esnek üretim kabiliyeti ve yüz binlerce kişilik istihdam bulunuyor.
Bugün Türkiye; Avrupa’da ticari araç üretiminde 1., toplam otomotiv üretiminde 3. sırada.
Bu üretim altyapısı, batarya teknolojileri, hafif malzemeler, elektronik kontrol sistemleri ve yazılım gibi alanlarda dünya standartlarında bir yetkinlik yaratmış durumda.
Bu birikim sadece karayolu araçlarına hizmet etmiyor — ortak teknoloji havuzu sayesinde raylı sistemler, denizcilik, savunma ve enerji gibi alanlara da aktarılabilir.
Kısacası, Türkiye’nin “otomotiv kası”, yeni sektörlerin gelişimini hızlandıracak stratejik bir güç haline geldi.
Raylı Sistemlerde Çift Kullanım Fırsatı
Raylı ulaşım sektörü, son yıllarda Türkiye’nin stratejik yatırım alanlarından biri olarak öne çıkıyor.
TÜRASAŞ’ın kurulmasıyla birlikte, yerli üretimin merkezî bir yapıda toplanması bu dönüşümün kilometre taşı oldu.
Otomotivden savunmaya uzanan çift kullanım (“dual use”) örnekleri, bu yaklaşımın odak alanlarından birinin de raylı sistemler olacağını açıkça gösteriyor.
Potansiyelin tam değerlendirilmesi için otomotiv tedarik sanayimizin kalite, maliyet ve mühendislik disiplini raylı sistem projelerine entegre edilmesi ile hem yerli katkı oranı artırmak hem de Türk firmaları uluslararası tedarik zincirlerinde daha etkin hale getirmek mümkün olur.
Somut örnekler bu dönüşümün mümkün olduğunu kanıtlıyor:
-Durmazlar, makine ve otomotiv tecrübesini raylı sistemlere taşıyarak Türkiye’nin ilk tramvay üreticilerinden biri oldu.
Bugün 100’ün üzerinde Durmazlar tramvayı Türkiye’de hizmet veriyor.
Şirket, Polonya’ya yaptığı tramvay ihracatıyla bu alanda Türkiye’den çıkan ilk küresel oyuncu oldu.
(Ek Bilgi: 2024’te Alstom’un Duray Ulaşım Sistemleri’ni satın almasıyla Bursa tesisi “Alstom İleri Endüstri Merkezi”ne dönüştürüldü — bu, Türkiye’nin küresel tedarik zincirine entegrasyonunun simgesi.)
-Bozankaya, elektrikli otobüs üretiminden edindiği enerji depolama ve batarya teknolojisi uzmanlığını tramvay ve metroya aktardı.
Bugün Avrupa’nın merkezine tramvay ve troleybüs ihraç eden şirket, Türk mühendisliğinin rekabet gücünü kanıtlıyor.
Bu iki örnek, “dual use” yaklaşımının sadece kavramsal değil, pratik bir sanayi modeli olduğunu gösteriyor.
Bir sektörde olgunlaşan teknoloji, diğerinde gençlik iksirine dönüşebiliyor.
Küresel Modellerden Öğrenmek: Hyundai Rotem ve Avrupa Ekosistemi
Güney Kore’de Hyundai Rotem, otomotiv devi Hyundai Motor Group’un bilgi birikimiyle büyüyen bir raylı sistem üreticisi.
Şirket, grubun tedarik zinciri yönetimi ve Ar-Ge kabiliyetini raylı araçlara entegre ederek 50’den fazla ülkeye ihracat yapıyor.
Benzer şekilde, Alstom ve Siemens Mobility gibi Avrupa devleri de ulusal sanayi ekosistemlerinin ortak teknoloji altyapısından besleniyor.
Üniversiteler, araştırma enstitüleri ve KOBİ’lerle bütünleşik çalışan bu yapı, onların küresel liderliğini sürdürülebilir kılıyor.
Türkiye’nin önünde de benzer bir yol var: Ortak standartlar, test merkezleri ve tematik Ar-Ge kümelenmeleriyle otomotiv ve raylı sistemleri birleştiren bir teknoloji ekosistemi kurmak.
Stratejik Yakınsama Mimarisine Doğru
Bugün bu dönüşüm için her zamankinden daha elverişli bir dönemden geçiyoruz. Bunu destekleyen birkaç unsuru paylaşalım:
-Avrupa Yeşil Mutabakatı, demiryoluna yönelen politik ve finansal destekleri artırıyor.
-TOGG projesiyle gelişen batarya, yazılım ve entegrasyon yetkinlikleri raylı sistemlere aktarılabilecek düzeyde.
-TÜRASAŞ, özel sektör için merkezi bir iş birliği platformu oluşturdu.
-Tedarik zinciri kırılmaları, yerli üretim ve teknoloji tabanlı işbirliklerinin stratejik önemini artırdı.
-Otomotiv sektöründe ürün geliştirme, iyileştirme ve araç modifikasyonu alanlarında deneyim sahibi mühendislik firmaları, raylı sistemlerdeki modernizasyon ve yerelleştirme projeleri için hazır bir yetkinlik havuzu oluşturuyor.
Bu ortamda, “teknoloji havuzu” stratejisi; ortak Ar-Ge programları, karma kümelenmeler ve insan kaynağı dolaşımı ile hayata geçirilmeli.
Devlet teşvikleri sektörel değil, tematik başlıklara göre (örneğin “elektrikli ulaşım teknolojileri”) kurgulanmalı.
Ayrıca kültürel dönüşüm de önemli: “Benim sektörüm” yerine “bizim teknolojimiz” bilincini geliştiren ortak dil, stratejik yakınsamanın asıl anahtarı.
Sonuç: Ortak Bir Yol Haritası
Otomotiv tedarik sanayimizin gücünü raylı sistemlere yönlendirmek, Türkiye için yeni bir sanayi sıçraması anlamına geliyor.
Teknoloji havuzu yaklaşımı sayesinde, bir sektördeki ilerleme diğerine ivme kazandırabilir.
Bu bütüncül bakış açısı, ülkemizi sadece üretici değil, ulaşım teknolojilerinde merkez ülke konumuna taşıyabilir.
Önümüzdeki on yılda, Türkiye’nin kendi yüksek hızlı tren setlerini, yerli tramvaylarını ve metro araçlarını yüksek yerli katkıyla üretmesi sürpriz olmayacak.
Bu araçların kritik bileşenlerini otomotiv tedarik sanayimizin sağlaması ise, cari açığı azaltan ve ihracat gücünü artıran yeni bir dönemin kapısını aralayacak.
Sonuç olarak, sektör bazlı değil, teknoloji bazlı düşünmek; bugünün otomotiv ülkesini yarının entegre ulaşım teknolojileri merkezi Türkiye’sine dönüştürebilir.
Yazar Hakkında – Samih Yedievli
Makine Mühendisi (İTÜ, 1989). CDMTech Mühendislik Hizmetleri A.Ş.’de mühendislik stratejileri, sürdürülebilirlik ve teknolojik yakınsama alanlarında çalışmalar ve projeler yürütmektedir.
Otomotiv, savunma ve raylı sistemler arasında bilgi ve teknoloji transferine odaklanan Yedievli, 30 yılı aşkın deneyimiyle Ar-Ge ekosistemlerinde mentorluk ve stratejik yönlendirme yapmaktadır.
“Çağrışım Atlası” içerik serisinin yazarıdır; bağlantısallık, yaşamdaşlık ve teknoloji kültürü üzerine üretmektedir. Aynı zamanda SUBCONTURKEY Dergisinde düzenli olarak yazmaktadır.




